LA MI KALACAK?
‘Coğrafya kaderdir ‘ demiş İbn-i Haldun. Kadere inanmam. İnsanlığın ortak kaderine, kederine ve sevincine inanırım.
Hep gepgenç bir umut olmuştur yüreğimde. Arif Damar’ın dizelerindeki gibi ‘ Ama zor / Ama kolay/Yoksulduk/ Dünyayı sevdik’ Dilimiz yalındı, altında yoktu tek gizli anlam. Aşıksak yaşardık aşkımızı, kırıp dökmeden, kimselere zarar vermeden. Edip Cansever’in‘ Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar/ Ve dağılmış pazar yerlerine memleket.’ dizelerinde vücut bulan ‘ dağılmışlık imgesi artık duygularımıza, ilişkilerimize ve yaşama bakışımıza işlemiş. Nikolay Kazancakis’e söz verecek olursak ‘ hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum , ben özgürüm.’ Belki de umudun bittiği yerde filizlenecek o son petunyaya inananlardanım.
Düşünmenin, inadın yükü ağırdır. Herkes kaldıramaz. Harap olmuş , yıkılmış kentlerin hüzünlü çocuklarına olan vefa borcumuzu ödeme zamanı geldi de geçti bile.
Son söz yerine, Gülten Akın’ın dizelerini aktarayım: ‘ Onlar ağuyla kardaş olanlar/ Hep öyle/ Hep alınlarında çifte elif / Ağızlarında o kötürüm kırlangıç / la mı kalacak/ la mı kalacak / la mı kalacak’